Karne Notları

Televizyon sezonunun en sevmediğim 2. dönemine girdiğimiz (en sevmediğim dönem dizi sezon finallerinin yayınlandığı Mayıs ayıdır) şu günlerde, 2010-2011 sonbahar sezonunun yarıyıl karne notlarının da açıklanma zamanı geldi. İşte iyisi ve kötüsüyle dizi notlarım...

The Good Wife ***
2000’lerin başında televizyonu saran “avukat” dizileri furyasından sonra uzun süre bu tarz dizilerden uzak kalmıştım. İlk sezonunu yazın verilen tekrarlarından izlediğim The Good Wife, 2. sezonunda listemde kalmayı başardı. Alicia Florrick, ismi politik skandala karışıp hapse düşen savcı kocasına destek çıkan “eş” durumundan çıkarken hala kocası Peter ve patronu Will arasında git geller yaşamaya devam ediyor. Her ne kadar Alicia, dizinin ana karakteri olsa da senaristler ikinci sezonda yan karakterlerin; Peter ve Alicia’nın çocukları, avukatlık bürosunda araştırmacı olarak çalışan Kalinda, avukatlık şirketinin ortağı Diana ve Peter’ın danışmanı Eli Gold; hikayelerini de derinleştirerek diziyi ilgi çeker halde tutmayı başarıyorlar.

The Walking Dead ****
Robert Kirkman’ın aynı isimli çizgi romanından uyarlanan bu dizi tv formatına oldukça uymuş gözüküyor. İyi bir senaryo, başarılı zombie efektleri ve yetenekli oyuncu kadrosuyla The Walking Dead sadece korku değil aynı zamanda kıyamet sonrası bir dünyada yaşamlarını sürdürmeye çalışan bir grup insan hakkında sizi koltuklarınızın ucunda oturtan bir drama. Dizinin büyük bölümününde karısı ve eşi ile tekrar biraraya gelmeye çalışan Şerif yardımcısı Rick Grimes için bu senenin Jack Shephard’ı diyebiliriz. Dizi ile ilgili yapılabilecek en büyük eleştiri ise ilk sezonun sadece 6 bölümden oluşması. Dizinin bu seneki kalitesini koruyup koruyamayacağını ise ancak 13 bölümden oluşan 2. sezonun 2011 Ekiminde yayınlanması ile öğrenebileceğiz.


Glee **
İlk sezonu ile büyük ses getiren ve ilgi çeken Glee, malesef 2. sezonunda beklentileri (en azından benimkileri) karşılayamadı. Bir bütünlük içeren ilk sezondaki bölümler bu sene yerini Madonna, Lady Gaga ve Rocky Horror Show’a özel düzenlenen birbiriyle bağlantısız bölümlere bıraktı. Britney Spears ve Gwyneth Paltrow’un konuk olarak katıldığı bölümler yüksek reyting almış olsa da artık Gleek’ler için Bölge Seçmelerine katılmak eski heyecanını yitirmiş gibi gözüküyor.

Modern Family ***
Arrested Development sevenlerin gerçekten kaçırmaması gereken bir dizi. Aldığı Emmy adaylıkları ve artan reytingleri de dizinin başarısını ortaya koyuyor. Yazarların dizinin komedi seviyesinde rolü büyük olsa da özellikle dizi oyuncularından Ty Burrell, Ed O’Neill ve Sofia Vergara kendi diyologlarını daha da komik hale getirmeyi başarıyorlar.

The Vampire Diaries ****
İtiraf etmeliyim ki TVD sadece vakit geçirmek için seyretmeye başlayıp, bağımlısı olduğum ikinci dizi oldu. (İlki Asmalı Konak’tı). Kitaptan uyarlanan dizi ve filmlerin genelde orjinal halini beğenen biri olarak, diziyi izlemeden önce kitaplarına da bir göz atmıştım. Ve yine ikinci kez bir diziyi kitabından başarılı buldum(bkz True Blood).Vampire Diaries sadece soluk tenli vampirler ve onların aşık oldukları insanlardan oluşmuyor. Romantik hikayesinin yanısıra devamlılık hatası olmayan bir senaryoya, başarılı çizilen karakterlere ve iyi oyunculuklara sahip. Özellikle 2. sezonda hem Elena hem de kötü vampir Katherine’i canlandıran Nina Dobrev o kadar başarılı bir oyunculuk sergiliyor ki, bu karakterleri aynı kişinin oynadığını unutuyorsunuz.

Fringe ***
X-Files ve Millenium kategorisine koyarak izlediğim Fringe 3. sezonuyla da evin en sevilen dizilerinden biri olmaya devam ediyor. Haftanın olağan dışı olayı ile başlayan ilk sezonu kimlikve fedekarlık ile ilgili sorularıyla hikayeyi geliştirdi.İkinci sezonda ise Walter’ın oğlunu kurtarma çabalarının nasıl iki dünya arasında savaşa sebep olduğunu izledik. Yeni sezonda ise daha önce kısa bakışlar attığımız alternatif dünyayı yakından görme fırsatını yakaladık. Alternatif dünyadaki karakterlerleri de canlandıran oyuncular da 3. sezonun başarısında büyük katkıya sahipler. Özellikle en sevdiğimiz karakter olan, çikolatalı süt üretmek için labratuarında beslediği ineği çikolata ile besleyen Walter karakterini alternatif dünyadaki soğuk, duyarsız ve gerçek dünyadan intikam almak için savaş açmış Savunma Bakanı Walternate olarak canlandıran John Noble bu sene dizinin en başarılı oyuncusu.

Boardwalk Empire ****
Martin Scorsese’nin prodüktörlüğünü üstlendiği Boardwalk Empire sezonun en beklenilen dizilerinden biriydi ve beklentileri boşa çıkarmadı. Atlantic City’de içki yasağı dönemindeki olayları anlatan dizi oldukça başarılı oyuncu kadrosuna sahip. Dizinin karakterleri belirsiz ve kaçınılmaz bir şekilde sürekli yolları kesişen ve dürüstlük ve yolsuzluk ikileminde kalan katiller, politikacılar, göçmenler ve kanun adamlarından oluşuyor.

Supernatural **
Üzülerek de olsa en sevdiğim diziye son sezonunda 2 yıldız vermek zorunda kaldım. 5 sezon olarak planlanan dizi, geçen sene planlanan sonuna (bir bakıma) ulaştı. Ancak 5 sezonun yetmediği ve 50 sezon olsa yine izleriz diyen (benim gibi) milyonlarca SPN hayranı sayesinde hiç beklenmeyen 6. sezona uzadı. 6. sezon için yapılan açıklamalar dizinin ilk sezonunun yapısına ve “family business”a geri dönüleceği şeklindeydi. Yayınlanan 11 bölüm sonunda izleyicilerin kafası karışmış durumda. Bölüm içinde yaşanan ancak hiçbir yere bağlanmayan olaylar ve karakter dışı davranışlar hayal kırıklığı yaratıyor. Son iki sezonu Sam-Dean arasındaki gerilimle geçiren bizler malesef bu sezon da özlediğimiz abi-kardeş ilişkisine kavuşamadık.Dizinin geri kalanı için en iyimser tahminim ise dağınık olarak ilerleyen konu ve karakterlerdeki uyumsuzlukların hiç beklemediğimiz bir sonuca ulaşacak olması ve bilinçli olarak yapılması.

Kısa Kısa

*6 Mayıs 2011'de gösterime girecek olan Thor filminin fragmanı yayınlandı. Kenneth Branagh’ın yönetmenliğini yaptığı “Avengers” takımının son üyesi Thor’un kadrosu içinde yer alan oyuncular ise; Chris Hemsworth, Natalie Portman, Tom Hiddleston, Anthony Hopkins, Rene Russo, Stellan Skarsgard, Jaimie Alexander, Kat Dennings, Ray Stevenson, Josh Dallas, Tadanobu Asano, Idris Elba, Clark Gregg ve Colm Feore.









*Robert Downey Jr., Broadway’in başarılı yapımı Next to Normal’ın yaratıcıları olan Brian Yorkey ve Tom Kitt’in adı henüz belli olmayan müzikal projesinde yer almak için anlaştı. Film başarısız olan iki Broadway şarkı yazarının danışman olarak çocukluklarında katıldıkları tiyatro kampına dönmelerini hakkında. Filmin prodüktürlüğünü de Robert Downey Jr ve eşinin sahip olduğu Team Downey şirketi üstleniyor.

*Walt Disney Pictures, yönetmenliğini Shawn Levy’nin yaptığı ve başrolünde Hugh Jackman’ın yer aldığı “Real Steel”’in ilk fragmanını yayınladı. Filmde yer alan diğer oyuncular ise Evangeline Lilly, Dakota Goyo, Kevin Durand ve Anthony Mackie.
7 Ekim 2011’de gösterime girecek olan filmde Hugh Jackman, ünvan maçında birinciliği 400 kiloluk bir robota kaptıran ve hayatını yeni nesil boksörleri eğiterek geçindiren eski bir boksörü canlandırıyor.




*Ian McKellan ( Gandalf) Andy Serkis (Gollum) ve Hugo Weaving (Elrond)’in geri dönüşleri henüz kesinleşmemiş olsa da Orlando Bloom’un The Hobbit’te Legolas olarak geri dönmesi için yapılan görüşmelerin sona ermek üzere olduğu bilgisi Deadline tarafından açıklandı. Legolas ve filmde geri dönüşü kesinleşen Galadriel (Cate Blanchett) Hobbit kitabında olmadıkları halde filmde yer alacaklar.

*Tv Guide’ın bu sene ilk kez düzenlediği ve hayranların oylarıyla dergi kapağının belirlendiği yarışmanın galibi “Supernatural” oldu. Yarışmada yer alan diğer diziler ise Bones, Castle, Chuck, How I Met Your Mother ve Smallville’di. 5,5 yıldır yayında olan dizi böylece ilk defa TV Guide kapağında yer almış oluyor.

Ne İzledim? 29 Ekim



3,5 günlük 29 Ekim tatili sırasında şehirde kalıp acaba sinemada izlenecek ne film var diyenlerdenseniz, eğlenceli bir film izlemek isteyenlere tavsiyem RED olacaktır. Emekli Ajanların "Takımı Yeniden Topluyoruz" konseptli fragmanını izledikten sonra filmi görmeye çok hevesim olmasa da, seyreden birkaç arkadaşımın gerçekten komik yorumlarıyla (ve seyredecek başka bir film bulamama nedeniyle) geçen cuma RED'i izledim ve gerçekten de hiç pişman olmadım. Emekli bir CIA ajanı olan Frank Moses(Bruce Willis), CIA tarafından RED (Retired: Extremely Dangerous) olarak ilan edilince, Moses karşılık olarak eski takımını yeniden toplar ve karşı taaruza geçer. "Yaşlı Takım"ın diğer elemanları ise Morgan Freeman, John Malkovich, Helen Mirren tarafından canlandırılıyor. CIA'in Moses'ı ortadan kaldırmak için görevlendirdiği genç CIA ajanı rolünde ise Karl Urban yer alıyor.

Ne İzledim? 22 Ekim


Aylar önce çekildiğini duyduğumda Social Network a.k.a. "Facebook filmi" nin benim için tek ilgi çekici yönü filmi David Fincher'ın yönetmesiydi. Seyrettikten sonra ise bu tanımlamanın aslında film için tam olarak geçerli olmadığı anlaşılıyor. Çünkü film aslında gençlik, yetenek, hırs, yaratıclık ve ihanet hakkında. Film dünyanın her yerinden insanı bir araya getiren Facebook'un kuruluşu sırasında birbirinden uzaklaştırdığı en yakın arkadaşların ve dünyanın en geç milyarderi olan Mark Zuckerberg'in hikayesini içeriyor. Zuckerberg rolü için seçilen Jesse Eisenberg filmin en büyük artılarından biri. Filmde Facebook'un yaratılma amaçlarının içinde, eski kız arkadaştan intikam alma, rekabet ve en önemlisi "cool" olma aracı olması yer alıyor. Harvard'a Zuckerberg'in en yakın, hatta belki de tek arkadaşı olan Eduardo Saverin'i ie çok yakında Spiderman rolünde izleyeceğimiz Andrew Garfield canlandırıyor. Websitesinin kuruluşu sırasında Zuckerberg'e finansal destek çıkan Garfield projenin büyüme aşaması sırasında çeşitli entrikalarla devredışı bırakılıyor. Zuckerberg'in bu aşamada uğraşması gereken engellerden biri de Facebook fikrinin kendilerinden çalındığı iddasında bulunan Winklevoss ikizleri. Filmin sürpriz ismi olan Justin Timbarlake ise Zuckerberg'ün amatörlükten profesyonelliğe adım atmasını sağlayan ve Napsterin kurucularından olan Sean Parker'ı canlandırıyor.

Kısa Kısa

* Paul W.S. Anderson yönetmenliğini yaptığı The Three Musketeers’ın çekimleri Würzburg, Almanya’da devam ederken çekimlere ait ilk resimler de yayınlanmaya başladı. 14 Ekim 2011 yılında gösterime girmesi planlanan filmde yer alan oyuncular Logan Leman, Christoph Waltz, Matthew Macfadyen, Ray Stevenson, Luke Evans, Milla Jovovich, Mads Mikkelsen, James Corden ve Orlando Bloom. Alexandre Dumas klasiğinin yeniden yorumlanmış hikayesini içeren ve tamamı 3 boyutlu çekilen film Genç D’Artagnan’ın Kardinal Richelie’nun Fransız tahtını ele geçirmeye ve Avrupa’yı savaşın eşiğine getirmeye yönelik hain planlarını durdurmak için emekli silahşörlerle işbirliğini anlatıyor.



* The Hobbit ‘in prodüksiyonu ile ilgili sorunların aşıldığına rağmen henüz resmi bir açıklama gelmemiş olmasına rağmen Ian McKellen Gandalf olarak filmde yer alacağını ve filmin çekimlerine Ocak ayında başlanılmasının hedeflendiğini açıkladı. Birbiri ardına çekilmesi planlanan iki Hobbit filmi resmi olarak hala bir yönetmene sahip değil. Ancak beklentiler Peter Jackson’un bu görevi üstleneceği yönünde.



*Nisan ayında James Bond filmlerinin prodüksiyonunu yapan EON Productions’ın 23üncü Bond filmini askıya aldıkları belirttikten 1 ay sonra MGM’in filmi tamamen iptal ettiği haberi gelmişti. MGM’in yaşadığı finansal sorunları atlatmasıyla beraber 007’nin yeni macerası için tekrar yeşil ışık yakıldı. Çekimlerine 2011 yaz sonu veya sonbahar başında başlanması planlanan proje Sam Mendes ve Daniel Craig ile geri dönüyor.



*Universal Fast & Furious serisinin 5. filmi olan Fast Five’ın konusuyla ilgili bir özet yayınladı. 11 Haziran 2011’de gösterime girecek olan filmin oyuncuları ise; Vin Diesel, Paul Walker,Jordana Brewster, Chirs “Ludacris”Bridges, Tyrese Gibson, Sung Kang, Gal Gadot, Tego Calderon, Elsa Pataky, Joaquim de Almeida ve Dwayne Johnson. Filmin konusunda gelince: Brian (Walker) ve Mia Toretto(Brewster) Dom’u (Diesel) gözaltından kaçırdıklarından beri, yetkilileri atlatmak için pek çok yasal sınırı geçerler.Rio de Janerio’da köşeye sıkıştıkları bir anda özgürlüklerine kavuşmak için son bir iş daha yapmak zorunda kalırlar. Kendilerini öldürmek isteyen yozlaşmış işadamı karşısında beklenmedik müttefikler haline gelen elit sürücü grubunu toplarlar. Ancak peşlerindeki sadece bu işadamı değildir. Federal Ajan Luke Hobbs(Johnson) şimdiye kadar hiçbir hedefini elinden kaçırmamıştır.Ancak Dom ve Brain’ın peşine düştüğü Brezilya yolculunun ilerleyen zamanlarında iyi adamlarla kötü adamaları ayırmakta zorluk çekmeye başlayacaktır.

* Gün geçmiyor ki beyazperdeye yeni bir çizgi roman uyarlaması veya vampir filmi çıkmasın. 13 Mayıs 2011’de vizyona girmesi planlanan “Priest” filmi bu iki misyonu da üstleniyor. Aynı isimli çizgi romandan uyarlanan filmde Paul Bettany, Karl Urban ve Maggie Q yer alıyor. Priest insanların çorak topraklarda yaşayan vampirlerden korunmak için kilise tarafından yönetilen duvarlarla çevrili şehirlerde yaşadıkları kıyamet sonrası bir gelecekte geçiyor. Bettany, vampirler tarafından kaçırılan kuzenini kurtarmak için şehir dışına çıkmama yeminini bozan efsanevi bir vampir savaşı gazisini canlandırıyor. Karl Urban ise sanırım filmin Van Helsing’i.



* Airbender faciasından sonra film severler Shyamalan’a gerekli cevabı verdiler. Aşağıda College Humor tarafından yapılan “No One likes M. Night Shyamalan” fragmanını izleyebilirsiniz.

Kara Kule Göründü


Stephen King daha orta okul yıllarında en sevdiğim yazarlardan biri olmasına rağmen “Kara Kule” serisi ile tanışmam 7 sene öncesine dayanıyor. Okuduğum onca kitaba rağmen (bunların arasında en az 20 -25 King kitabı da bulunuyor) henüz Kara Kule’yi okumadığımı duyunca oldukça şaşıran arkadaşımın tavsiyesi ile (buradan ayrıca kendisine teşekkür ederim :) )bu seriye 1982-1997 yılları arasında yazılmış olan serinin ilk dört kitabı ile başladım. Üstelik son 3 kitabın 2004-2005 yıllarında yayınlanması ile 20 sene beklemeye gerek kalmadan hem de arkadaşımdan daha önce “Kara Kule”yi tamamlamış oldum. Son silahşör Roland Deschain’in kimi zaman tek başına kimi zaman ise yol arkadaşlarıyla Kara Kule’ye doğru yaptığı yolculuk, yıllar boyunca 40 ülkeden toplam 30 milyonun üzerinde insan tarafından takip edildi. Serinin bitiminden sonra “Silahşör” ve “Büyücü ve Cam Küre” kitaplarında yer alan flashbacklere dayanan “Kara Kule: Silahşörün Doğuşu” adlı çizgi roman Marvel tarafından çıkarıldı. Ancak Kara Kule takipçilerinin yıllardır bekledikleri açıklama (bu sefer resmi olarak) nihayet geldi,Kara Kule filme çekiliyor.
Universal Pictures ve NBC Universal Television Entertaintment 3 film ve televizyon dizisi yapmak üzere ”Kara Kule” serisinin yayın haklarını aldıklarını açıkladı. Akiva Goldsman tarafından senaryosu yazılacak olan ilk filmin yönetmeni Ron Howard olacak. Televizyon serisinin prodüktörlüğünü ise Ron Howard, Akiva Goldsman ve Brian Grazer üstlenecek.
Stephan King ise serinin televizyon ve beyazperdeye taşınması için doğru ekibi beklediğini ve Howard, Akiva, Grazer ile Universal ve NBC ekibinin “Kara Kule” serisi konusunda oldukça ilgili ve heyecanlı olduklarını ve orjinal hikaye ve karakterlere sadık kalarak seriyi en iyi şekilde televizyona ve beyazperdeye aktaracaklarına emin olduğu açıklamasında bulundu.
Howard, Grazer ve Goldsman üçlemenin ilk filminin hemen ardından, ikinci filmi bağlayacak olan televizyon serisinin ilk sezonunu yayınlamayı planladıklarını söylediler. İkinci filmden sonra ise televizyon dizisi kahramanın gençliğinde yaşadığı maceraların anlatıldığı ve 3. film ve sonrası ile bağlantıların olduğu bir şekilde devam edecek. Gerek film gerekse dizinin oyuncuları ile ilgili henüz bir bilgi olmasa da benim Roland için tek adayım Hugh Jackman umarım bu projede yer alır.

Sonbahar Film Rehberi

Machete
Gösterim Tarihi: 03/09/2010
Oyuncular: Danny Trejo, Michelle Rodriguez, Jessica Alba, Robert De Niro
Filmin temeli, Robert Rodriguez’in 2007 yapımı Grindhouse’da gösterilen sahte film fragmanına dayanıyor. Fragmanda eski bir Meksika Federal görevlisi olan Machete (Trejo) uyuşturucu kralı Torrez (Steven Seagal) in şnatajından sonra kendini Teksas sokaklarında gezinirken bulur. Akıl hocası Benz’in yozlaşmış senatör Mc Laughlin (De Niro) yu öldürmesi için yaptığı teklifi gönülsüzce kabul eder. İhanete uğramış ve kaçak olarak başladığı bu macerada kendisine yardımcı olacak kişiler de olacaktır; Luz (Rodriguez), Padre (Cheech Marin) ve April (Lindsay Lohan). Ancak önünde büyük bir engel vardır; kendisini takip eden seksi ICE ajanı Santana (Alba)



Machete - Trailer Red Band (Robert Rodriguez) [VOHD]
Hochgeladen von Lyricis. - Sieh weitere Film & TV Videos.

The American
Gösterim Tarihi: 10/09/2010
Oyuncular: George Clooney, Thekla Reuten, Violante Placido
Gazetelerin bütün yaz “cepten yiyor”, “ 1 yıldır boş boş oturuyor” manşetlerine inat sonbaharda bizi bir George Clooney filmi bekliyor. Bir suikastçı olan Jack (Clooney) işi gereği sürekli hareket halinde ve yanlızdır. İsveç’te beklediğinden daha sert bir şekilde sonuçlanan bir işten sonra Amerika’ya dönmek yerine İtalya’nın küçük bir kasabasında barınmak zorunda kalır. Burada bulunduğu sırada kendisiyle irtibata geçen gizemli Mathilde (Reuten) için bir silah yapma görevini üstlenir. Abruzzo dağlarında bulduğu huzur ortamıyla kasabadakilerle ilişkilerini ilerleten, hatta romantik bir ilişkiye bile giren Jack’in gölgelerin arasındaki yaşamından çıkması belki de kaderini zorlayacaktır.



The American - Anton Corbijn - Trailer n°1 (HD)
Hochgeladen von 6ne_Web. - Sieh weitere Film & TV Videos.

Wall Street – Money Never Sleeps
Gösterim Tarihi: 24/09/2010
Oyuncular: Shia Le Beouf, Michael Dougles, Charlie Sheen, Josh Brolin
Michael Dougles, Gordon Gekko rolüyle tekrar karşımızda olurken, Langello Shia Le Beouf’ın canlandırdığı genç Wall Street brokerına akıl hacalığı yağan yaşlı broker Lewis Zabel’i canlandırıyor. Hapisten çıktıktan sonra kendini ve karakterini yeniden tanımlamak isteyen Gekko ikici bir şansın peşindedir.İlk filmdeki esas karakter olan Bud Fox’u oynayan Charlie Sheen ise filmde konuk oyuncu olarak gözüküyor.




Wall Street Money Never Sleeps - First Look [HQ]
Hochgeladen von Ninewindsmedia. - Sieh weitere Film & TV Videos.

Due Date
Gösterim Tarihi: 03/12/2010
Oyuncular: Robert Downey Jr, Zach Galifianakis, Jamie Fox, Juliette Lewis
Peter Highman (Downey) karısının doğumuna 5 gün kalmış bir baba adayıdır. Atlanta’dan doğuma yetişmek üzere eve dönmek için uçak bulmaya çalışan peter’ın bütün iyi niyetli çabaları yeniyetme bir aktör olan Ethan Tremblay (Galifianakis) ile tesedüfi karşılaşması sonucu boşa gidecektir. Ethan’ın araba yolculuğu teklifini kabul eden Peter hayatının hatasını yaptığın fark edecektir.ülkeyi bir ucundan diğer ucuna dolaştıkları bu gezi sonucunda dağılanlar arabalar, arkadaşlıklar ve Peter’ın sinirleri olacaktır.




Due Date (Date Limite) - Trailer / Bande-Annonce [VOHD]
Hochgeladen von Lyricis. - Sieh weitere Film & TV Videos.

Harry Potter and the Deathly Hallows
Gösterim Tarihi: 17/11/2010
Oyuncular: Daniel Radcliffe, Emma Watson, Rupert Grint
Harry Potter filmlerinin son bölümü Voldemort’un gücü ölümsüzlüğünün kaynağı olan Horcruxeları bulmak ve yok etmek üzere Harry, Ron ve Hermonie’nin Hogwarts’dan ayrılmasıyla başlıyor.


Nerede Kalmıştık ? (Part III)

The Mentalist
Başlangıç tarihi: 23 Eylül
Nerede kalmıştık: Red John'u taklit ederek işlenen bir cinayet Red John'a televizyon aracılığıyla ulaşmaya çalışan Patrick Jane'nin medyum arkadaşı Kristina Frye'ı büyük tehlike altına sokar. Olaylar Frye'ın Red John tarafından kaçırılmasıyla sonuçlanır.
Neler bekliyor?






Fringe
Başlangıç tarihi: 23 Eylül
Nerede kalmıştık: Alternatif dünyaya geçen Peter, Walternate'in yaptığı makina ve kendisiyle ilgili gerçek planlarını öğrenir. Kendi dünyalarına geçmek için bir yol bulan, Walter, Peter ve Olivia çatışma altında kalırlar. Çatışma sırasında Alternatif Olivia, orjinalinin yerine geçer ve Walter ve Peter'la beraber diğer dünyaya geçer. Gerçek Olivia ise Walternate'in kapattığı bir hücrede gözlerini açar.
Neler Bekliyor?





Fringe Season 3 Fall Preview
Yükleyen quebec666. - Film ve TV kanalındaki diÄ�er videolara göz atın



Supernatural

Başlangıç Tarihi: 24 Eylül

Nerede kalmıştık: Kıyameti durdurmanın tek yolunun Lucifer'a evet demek olduğunu düşünen Sam, kendisi ile birlikte Lucifer'ı da eski hapishanesine sokmak için bir plan yapar. Bu arada Dean'e de kendisini cehennemden kurtarmaya çalışmaması için söz verdirtir. Sam gittikten sonra Dean verdiği sözü tutarak "normal" bir hayat yaşamak üzere Lisa'nın yanına gider. Ancak Sam bir şekilde geri dönmüştür.
Neler Bekliyor?




Dexter

Başlangıç tarihi: 26 Eylül

Nerede kalmıştık:Arthur'un Trinity katili olduğunu ortaya çıkarak Dexter, kendi yöntemleri ile onu ortadan kaldırmaya çalışır. Debra, Dexter'ın buz kamyonu katilinin kardeşi olduğunu öğrenir ve bunu Dexter'a da söyler. Dexter sonunda başarılı bir şekilde Arthur'u yakalar ve öldürür ancak eve geldiğinde onu kötü bir sürpriz beklemektedir. Rita, Trinity cinayetlerine uygun bir şekilde kuvette öldürülmüştür ve oğulları Harrison Rita'nın kanından oluşmuş bir havuz içinde oturmaktadır.
Neler bekliyor?

Dexter Season 5 Trailer (Comic Con)
Yükleyen HatakTRAILERS. - Tüm sezonlar ve tüm bölümler

Nerede Kalmıştık ? (Part II)

The Event (Yeni)
Başlangıç tarihi: 20 Eylül
Bu yüksek dozda gerilime sahip bol komplo teorili dizide, sıradan bir yaşama sahip Sean Walker (Jason Ritter) esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan nişanlısı Leila (Sarah Roemer) yı bulmak için yaptığı araştırmalar sırasında Amerikan tarihindeki en büyük örtbas olayını ortaya çıkarır. Sean'ın bu macerası, içlerinde yeni seçilen Amerikan başkanı Martinez (Sarah Underwood), gizemli bir grup tutuklunun lideri olan Sophia (Laura Innes) ve Sean'ın şaibeli işlerle uğraşan kayınpederinin (Scott Paterson) de bulunduğu başkalarının da hayatını etkileyecektir.



Glee
Başlangıç Tarihi: 21 Eylül
Nerede Kalmıştık: Bölgeler yarışmasına New Directions, Vocal Adrenaline ve Aural Intensity ile yarışırlar. Vocal Adreneline kazanır ve New Directions sonuncu olur. Yarışmada da beklenmedik bir şekilde New Directions'a destek çıkan Sue, müdür Figgins'i kulübü 1 sene daha dağıtmaması için ikna eder. Will Emma'ya, Finn ise Rachel'a aşık olduğunu açıklar. Quinn doğum sancısıyla hastaneye kaldırılır ve Shelby tarafından evlat edinilen kızı Beth'i doğurur.
Neler Bekliyor:

Glee - Season 2 - Promo 1
Yükleyen sinetif. - Filmler ve diziler Dailymotion'da

Grey's Anatomy
Başlangıç Tarihi: 23 Eylül
Nerede Kalmıştık: Karısının ölümünden dolayı Derek'i suçlayan Gary Clark silahla hastaneyi basarak Derek'i vurur. Teddy ve Owen'ın hastane dışında kalması yüzünden Derek'i Christina ameliyat etmek zorunda kalır. Clark ameliyathaneye gelerek Christina'yı operasyonu durdurması için tehdit eder. Bu arada hastaneye girmiş olan Owen olaya müdahale etmek isterken vurulur. Hastaneye giren Richard Clark ile karşılaşır ancak Clark Richard yerine kendini vurarak intihar eder. Tüm bu yaşananlar sırasında Meredith bebeğini kaybeder.
Neler Bekliyor

Nerede Kalmıştık ? (Part I)

Malesef yine bir yaz mevsiminin sonuna yaklaşıyoruz. Tatil ve denizi sona erdiren Eylül ayını hiç sevmesem dei dizilerin yeni sezonlarıyla geri dönmesi sebebiyle bir nebze teselli buluyorum. Sonbahar sezonunun başlamasına sayılı günler kala bakalım bizi neler bekliyor?

The Vampire Diaries
Başlangıç Tarihi: 9 Eylül
Nerede Kalmıştık: Elena biyolojik babasının amcası John Gilbert olduğunu öğrenir. Founder's Day'de John Gilbert kasabadaki vampirleri ortaya çıkarmak ve yok etmek için kurucu aileler tarafından saklanan silahı kullanır ancak vampirlerden başka yaratıkları da ortaya çıkarır. Katherine Mystic Falls'a geri döner.
Yeni sezonda neler bekliyor?

The Vampire Diaries - Season 2 Official Trailer
Yükleyen Lyricis. - Film ve TV kanalındaki diÄ�er videolara göz atın

Nikita (Yeni)
Başlangıç Tarihi: 9 Eylül
1990 Fransız yapımı "Nikita"dan uyarlanmış bir dizi. Sorunlu bir genç olan Nikita(Maggie Q), başı kanunla derde girince "Division" adı ile bilinen gizli bir devlet organizasyonu tarafınan kendilerine katılması şartı ile kurtarılır. Hayata tekrak başlamak ve devletine hizmet etme şansı verildiği söylenir ancak esas söylenmeyen bir casus ve suikastçı olarak eğitileceğidir. En güvendiği insanlar tarafından ihanete uğrayan Nikita gizlice kaçar. 3 yıl boyunca saklandıktan sonra Nikita'nın amacı "Division"ı ortaya çıkararak eski patronlarının gizli operasyonlarını ortaya çıkarmaktır.
Neler Bekliyor?

CW Nikita (2010) - Original Trailer
Yükleyen sercawres. - TV dizilerini ve programlarını online izleyin.

House
Başlangıç Tarihi: 20 Eylül
Nerede Kalmıştık: Vinç kazasında yaralanan 2 kişiyi aynı anda kurtarmaya çalışan House, gösterdiği tüm çabaya rağmen yaralanan hastalardan biri ölünce tekrar Vicodin'e başlamak üzeredir. Cuddy kendini sevdiğini söylemesi üzerine bu kararından vazgeçer.
Neler Bekliyor?

House M.D. - Season 7 Promo
Yükleyen HatakTRAILERS. - Film ve TV kanalındaki diÄ�er videolara göz atın

Hawaii Five-O (Yeni)
Başlangıç tarihi: 20 Eylül
eski dizilerin yeniden çekilme furyası Amerika'yı da sarmış durumda. 1968 yapımı dizinin yeni versiyonu sonbahar sezonunda karşımızda olacak. Aloha eyaletinde suçla uğraşmak için elit bir özel kuvvet oluşturuluyor. Deniz kuvvetlerinden polis gücüne geçmiş olan Dedektif Steve Mc Garrett (Alex O'Loughlin) babasının cinayeti ile ilgili araştırma yapmak için geldiği Hawaii'de valinin ısrarı ile kalarak yeni ekibin başına geçer. McGarrett'a New Jersey'den Hawaii'ye atanmış olan polis dedektifi Danny "Danno" Williams (Scott Caan) ve haksız yere yolsuzlukla suçlanan eski Honolulu polis dedektifi Chin Ho Kelly (Daniel Dae Kim) katılır.

Hawaii Five-0 Trailer
Yükleyen sinetif. - Film ve TV kanalındaki diÄ�er videolara göz atın

Kısa Kısa ....

* Yaz aylarında Türk televizyonlarının vazgeçilmez üçlemelerinden biri olan Judge Dredd (diğer ikisi ise yine Sylvester Stallone’nun oynadığı Tango & Cash ve Demolition Man) tekrar beyazperdeye taşınıyor. Chicogo’da geçen ay gerçekleştirilen Comic-con 2010’da ortaya çıkan Karl Urban’ın Judge Dredd rolüne seçildiğine yönelik dedikodular filmin prodüktörleri Andrew MacDonald ve Allon Reich tarafından doğrulandı. MacDonald yeni filmin 20 sene önceki versiyondan çok daha farklı olacağını; çok daha sert ve realistik bir film olacağını belirtti. Filmin çekimlerine yıl sonunda Johannesburg, Güney Afrika’da başlanacak.




*Hugh Jackman’ın başrolünde olduğu Real Steel’a ait ilk set resimleri ortaya çıktı. Yeni çekimler için prodüksiyon Detroit’teki GM Renaissance Center’da robot dövüşleri için boks alanı olarak kullanılacak yeni bir set kurmaya başladı. Boksun yüksek teknoloji kullanılan bir spor haline geldiği yakın bir gelecekte geçen filmde Hugh Jackman 2,5 metre boyunda 1000kg ağırlığında bir robot karşısında şampiyonluğu kaybeden eski boksör Charlie Kenton’u canlandırıyor. Charlie bir araya getiridiği ucuz robotları bir yeraltı mekanından başka bir mekana taşıyarak kendine yetecek parayı zorlukla kazanmaktadır. Dibe vurduktan sonra ise hiç istemeden de olsa uzun süredir görüşmediği oğlu Max (Dakota Goyo) ile şampiyonaya yeni bir yarışmacı yapmak ve eğitmek amacıyla bir araya gelir. Sınırların olmadığı areneda bahisler yükselirken Charlie ve Max geri dönüş için son bir fırsata sahip olurlar.




* Paramount Pictures ve Marvel The Avengers’ın çekimlerine şubat 2011’de başlanacağını açıkladı. Joss Whedon’un yöneteceği ve hayranları tarafından sabırsızlıkla beklenen filmde Robert Downey Jr. "Iron Man", Chris Evans "Captain America", Chris Hemsworth "Thor", Jeremy Renner "Hawkeye", Samuel L Jackson "Nick Fury", Mark Ruffalo "Hulk", Scarlett Johansson "Black Widow" ve Clark Gregg "Ajan Phil Coulson" yer alıyor. Filmin 4 Mayıs 2012’de gösterime girmesi planlanıyor.




*Access Hollywood Lost’un 6 sezon dvd seti içinde yer alacak olan “New Man in Charge” bölümünden kısa bir klibi yayınladı. Bu bölüm dizinin finalinden sonra Hurley ve Ben Linus’un hikayesi ile ilgili daha fazla bilgi veriyor. 6. sezon ve Lost : The Complete Collection DVD ve Blu-Ray setleri 24 Ağustos’da satışa sunulacak.


Nickelodeon'dan yüreklere su serpen haber...


Vizyona giren The Last Airbender filminden sonra Nickelodean yetkilileri dizinin hayranlarının acısını azaltmak amacıyla "Legend of Korra" müjdesini verdiler. Şaka bir yana 2011 yılında yayınlanması planlanan dizi ile bir kez daha Avatar evrenine geri dönüyoruz. Avatar:Legend of Korra, The Last Airbender'dan 70 yıl sonrasında geçiyor. Aang'den sonraki Avatar olan Korra asi ve başına buyruk bir genç kızdır. Güney Su kabilesinden gelen yeni Avatar su, toprak ve ateş elementlerine hükmedebilmektedir. Ancak Aang'in son havabükücü olması nedeniyle hava bükmeyi henüz öğrenememiştir. Hava bükmeyi öğretecek bir öğretmen arayışı onu Republic City'e getirir. Republic City 4 ulustan insanın beraber yaşadığı bir metropoldür. Ancak Korra bu büyük şehirde suç oranın yüksek olduğunu ve şehrin bükücülere karşı bir isyanın eşiğinde olduğunu görür. Bir yandan Aang'in oğlu Tenzin'den hava bükmeyi öğrenirken, diğer yandan da şehirdeki suçlularla savaşmaya başlar.

Yeni dizinin yaratıclıları ve prodüktörleri The Last Airbender'daki gibi Michael DiMartino ve Bryan Konietzko

Kısa Kısa

**** Bu haftanın en önemli haberi yazın en çok beklenen (en azından benim için) filmi “Inception” bu hafta vizyona giriyor. Amerika’da ilk hafta 60 milyon dolar üzerinde hasılat yapan ve eleştirmenlerce oldukça beğenilen filmin biletleri hafta başında satışa çıktı. Bu sebeple haftasonu filmi izlemek isteyenler bilet almak için acele etsinler.

*Twilight filmlerinde vampir Laurent’i oynayan Edi Gathegi X-Men: First Class’ın kadrosuna katılan son isim oldu. Gathegi filmde her türlü ortama uyum sağlayabilme yeteneği olan Darwin’i canlandıracak. Matthew Vaughn tarafından yönetilecek filmin kadrosundaki diğer oyuncular ise James McAvoy, Michael Fassbender, Alice Eve, Kevin Bacon, Nicholas Hoult, Jennifer Lawrence, Caleb Landry Jones ve Lucas Till. X-Men: First Class X-men efsanesinin başlangıcını anlatıyor. Professor X ve Magneto isimlerini almadan önce çok yakın arkadaş olan Charles Xavier ve Erik Lensherr güçlerini ilk defa keşfetmektedirler. Can düşmanı olmadan önce bazıları tanıdık olan diğer Mutantlarla beraber çalışarak dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük tehditi durdurmaya uğraşırlar. Bu süreç içinde ise aralarındaki fikir ayrılığı büyüyerek Magneto’nun grubuyla Proferssor X’in X-Menleri arasındaki ezeli savaşın başlangıcını oluşturacaktır. Filmin 3 Haziran 2011’de gösterime girmesi planlanıyor.

*Star Trek’in devam filminin çekimlerine Ocak 2011’de başlanıyor. John Cho, Simon Pegg, Chris Pine, Zachary Quinto, Zoe Saldana, Karl Urban ve Anton Yelchin’den oluşan kadronun korunacağının beklenildiği devam filminin tahmin edilen gösterim tarihi 29 Haziran 2012.

*Will Smith’in Men in Black III’den sonra yer alacağı proje belli oldu. Smith hem prodüktörlüğünü üstendiğini hem de başrolünü oynayacağı The Legend of Cain vampirleri de içeren İncil’ dayalı bir hikaye.Yine Vampirlerin varoluşunu incil’e bağlayan bir film olarak Dracula 2000’i izlemiştik.

*Kaptan Jack geri döndü. Jerry Bruckheimer 20 Mayıs 2011’de gösterime 3D olarak girecek olan Pirates of the Caribbean; On Strange Tides filminin Hawai’deki setinden yeni bir Jack Sparrow; pardon Kaptan Jack Sparrow fotoğrafını yayınladı. Filmde Kaptan Jack Sparrow geçmişinden bir kadınla (Penelope Cruz) karşılaşır. Ancak kadınının gerçekten kendine aşık mı yoksa sadece Gençlik Pınarı’nı bulmak için kullandığı konusunda emin değildir. Zorla bindirildiği ürkütücü korsan Blackbeard’e ait Queen Anne’s Revenge gemisinde kendini beklenmedik bir maceranın içinde bulur.

Bükülecise Shyamalan!!


Malesef yine yönetmen elinde telef olan “hazinelerden” biri ile karşı karşıyayız. Dün akşam “The Last Airbender” ya da 25-35 yaş arası fanları tarafından bilinen diğer adıyla “Gerçek Avatar” ı izledikten sonra başka bir yönetmenin elinde bu malzeme olsa kimbilir ortaya ne çıkacaktı diye düşünmekten alamadım kendimi. Zaten Shyamalan’nın bu filmin yönetmenliğine geldiğini okuduğumda ağzımdan bir “Whyyyyyyyy???” çıkmıştı. Gerçekte de Shyamalan (ne yazık ki) beklentilerimi boşa çıkarmadı. Cumartesi sabahları saat kurarak çizgi filmini beraber izlediğim eşim filmde sık sık “bu kim, şu kim” diye bana sordu. Çünkü gerçekten de bir çok karakterin hangisi olduğunu filmden çıkarmak oldukça zordu. En başta Zuko karakteri için Dev Patel’in seçilmesiyle başlayan hayalkırıklığı Iroh ve Ateş Kralı seçimleriyle devam etti. En son bu derece hayalkırıklığını Edward Cullen rolü için Rob Pattinson seçildiğinde yaşamıştım. 3D olarak gitmeme rağmen filmin büyük bir bölümünün 2 boyutlu olması ve duyduğuma göre türkçe dublajının çizgi film seslendirmesinden farklı olması filmin gösterimindeki büyük eksikliklerdi.
Filme gelirsek, konu animasyon dizisiyle birebir aynı gidiyor. Ancak 20 bölümden oluşan ilk sezonu 107 dakikaya sığdırmaya çalışınca karakterler son derece 2 boyutlu kalmış. Hala bir çocuk olduğu için oyun oynamaya bayılan Aang’in yerine son derece durgun ve düşünceli duruş konusunda “Angel” a rakip olacak bir Avatar çıkmış ortaya. Dizide son derece espirili bir karakter olan Sokka ise filmde herhangi bir hareketiyle gülümsetmeyi bile başaramadı. Iroh ise neredeyse en büyük hayalkırıklıklarından biriydi. Filmin olmamışlarını saydıktan sonra gelelim olmuşlarına. Öncelikle “Appa” , dizinin olmazsa olmazlarından olan uçan bizon oldukça gerçekçiydi. Bunun dışında dövüş sahnelerindeki kareografiler de oldukça başarılıydı. Dizide her ulusun bükme sırasındaki hareketleri farklı ve o elemente uygun olarak seçilmişti. Filmde bu ayrıntıya dikkat etmeleri güzeldi. (gerçi toprak bükücüleri çok fazla göremedik). Diğer güzel ayrtıntılar arasında ise Iroh amcanın çay sevgisini sayabiliriz.
Tüm eksiklerine ve hatalı seçimlerine rağmen karakterleri daha derinleştirecek bir senaryo ile devam filmleri konusunda umudum hala sürüyor.
Şimdilik Yip Yip.

Ne İzledim... 30 Haziran




TEAM JACOB


Öncelikle Twilight serisinin bu 3. filmine yönetmen David Slade (30 Days of Night) in katkısının büyük olduğunu belirtmeliyim. Diğer iki filme kıyasla seyredilmesi çok daha zevkli bir film ortaya çıkarmış. (Diğer iki filmi benim gibi sadece kitabı uğruna izleyenlere notumdur). Aksiyonu yüksek ve eski ağır temposundan arınmış bir film olmuş. Film New Moon'un bıraktığı yerden devam ediyor. Bella, Edward'la evlenmek konusunda kararsızlık yaşarken bir yandan da kendisini vampire çevirmesi için baskı yapmaktadır. Bella'nın babası Charlie ise son yaşananlardan sonra Bella'nın Edward dışındaki arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmesini ister. (önerdiği isim tabiki Jacob) Forks'ta bunlar yaşanırken, Seattle'da yaşanan gizemli cinayetler ve ortadan kaybolan insanlar sadece Cullen'ların değil Volturi'nin de dikkatini çekmiştir. İntikam peşinde olan Victoria, yarattığı yeni vampir ordusuyla Bella'nın peşine düşer. Bu yeni vampir ordusu karşısında Bella'yı koruyabilmek için Forks'daki vampirler (Cullen'lar) ve kurtadamlar geçici bir işbirliğine girerler. Bu arada Bella'da Edward'a olan aşkıyla, Jacob'a duyduğu sevgi arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Gerçi Bella seçimini baştan belli etse de Jacob'ta seçimi kendi lehine çevirmek için bütün imkanlarını (!) kullanır. Evet,Jacob'ı bu filmde de bol bol üstsüz izliyoruz, hatta filmde Edward da bu duruma isyan ediyor "Bunun hiç -shirt'ü yok mu??" Aşk üçgeninde bunlar yaşanırken Cullen ailesinin iki ferdinin geçmişleriyle ilgili de yeni bilgiler öğreniyoruz. İlk iki filmde sadece boş bir ifadeyle dolaştırılan Jasper, bu filmde nihayet canlandırılmış. Jasper hikayeye daha fazla dahil olunca o kadar farklı geliyor ki ,ilk önce oynayan aktör mü değişti acaba diye düşündürtüyor. Rosalie'nin de Bella'ya karşı çıkma sebebini geçmişine yapılan flashbacklerle görüyoruz. Eclipse'in artılarından biri de efektlerin diğer filmden daha iyi olması. Kurtlar, ikinci filmden daha gerçekçi gözüküyor (boyutlarına rağmen) ancak değişim sahnelerindeki konfeti efekti bu filmde de devam etmiş. Kitapta vampirlerle ilgili böyle bir detay var mıydı hatırlamıyorum ama son savaş sahnesinde vampirlerin sıvı nitrojene düşmüş terminatör gibi parçalanmaları bana çok inandırıcı gelmedi. Sanırım bu tercih de çok fazla kan görünecek olursa yaş sınırının yükseleltilmek zorunda kalmasıyla ilgili. Bunun dışında sanırım oyuncuların da rollerine daha ısınmış olmaları sebebiyle karakterler daha inandırıcı bir hale gelmişler. Eclipse sayesinde iki bölüm halinde izleyeceğimiz serinin son filmi Breaking Down'da umut verici gözüküyor.

Team Jacob...


Twilight fırtınasının 3. filmi "Eclipse" tüm dünyada bugün vizyona giriyor. David Slade tarafından yönetilen bu bölümün yayınlanan fragmanlara bakıldığında en iyi "Twilight" filmi olması bekleniyor. Seattle meydana gelen esrarengiz cinayetler ve intikam almak isteyen bir vampirin peşinde olmasıyla Bella kendini yine tehlikenin içinde bulur. Tüm bu sorunların içinde aynı zamanda Edward'a olan aşkıyla, Jacob'ın arkadaşlığı arasında bir seçim yapmaya zorlanmaktadır. Ancak bu seçim vampirler ve kurtadamlar arasındandaki çatışma üzerinde de etkili olacaktır. Mezuniyet gününün yaklaşmasıyla beraber Bella hayatında vereceği en büyük kararla yüzleşmek zorundadır.
Los Angeles'ta filmin fanları 4 gün önceden gösterime gireceği Nokia Plaza'nın önünde kamp yapmaya başladılar bile. Bugün gösterime girecek olan Eclipse bakalım beklenildiği gibi açılış haftasında bir rekora imza atabilecek mi?

Kısa Kısa

* Hobitler yuvaya geri dönüyor. 30 Mayıs'ta Guillermo Del Toro'nun "The Hobit" ve devam filmlerinin yönetmenliğini yapmayacağına dair sürpriz açıklamasından sonra Peter Jackson New Line ve Warner Bros'la yeni bir yönetmen için görüşeceklerini söylemişti. Film çekimlerine başlama konusunda gecikme yaşanmayacağını belirtmesi nedeniyle yeni yönetmenin Peter Jackman olması bekleniyor.

*Kadrosunda Robert De Niro, Ben Stiller, Owen Wilson, Jessica Alba, Laura Dern, Hervey Kietel ve Barbara Streisand'ı barındıran komedi serisinin 3. filmi "Little Fockers" 22 Aralık'da gösterime girecek.



*16 Aralık ayında çekimlerine başlanacak "Sherlock Holmes 2" filminin kötü adamı Professor Moriarty için Guy Ritchie'nin oynatmak istediği isim Daniel Day-Lewis. Bu rol için geçen diğer isimler ise Sean Penn, Javier Bardem ve Gary Oldman.

*Başrollerini Bruce Willis, Mary-Louisa Parker, Helen Mirren, Morgan Freeman, John Malkovich,Karl Urban, Brian Cox, Richard Dreyfuss, Julian McMahon'nın paylaştığı DC Comics uyarlaması "RED" in ilk fragmanı yayınlandı. Aynı isimli çizgi romandan uyarlanan Red'de eski bir CIA ajanı olan Frank Moses (Bruce Willis) yüksek teknoloji kullanan bir suikastçının peşine düşmesinin ardından hem kendini hem de sevdiği kadının (Parker) hayatını kurtarmak için eski takımını (Freeman, Malkovich ve Mirren) bir araya getirir.

Yaz Dizileri

Mayıs ayıyla beraber tv dünyasında en sevmediğim döneme girdik. Malesef bütün sonbahar dönemi dizileri eylül ayına kadar tatile girdi. Yaz aylarında televizyon izlenmez zihniyeti çok şükür Amerikan televizyonu için geçerli değil. Genellikle bu dönemde "hafif" dizileri yayınlamayı tercih etseler de aralarda "True Blood" gibi cevherler de ortaya çıkabiliyor. Peki 2010 yazında bizi hangi diziler bekliyor.

* True Blood: Charline Harris'in kitap serisinden uyarlanan dizi gerek yaratıcısı (Alan Ball) gerekse başarılı oyuncu seçimleri nedeniyle kitaptan çok daha iyi. Vampirlerin gerçek olduğu ve Japonlar tarafından icat edilen sentetik kan sayesinde "normal" vatandaş gibi yaşadıkları bir dünyada geçiyor dizi. Bir güney kasabası olan Bonn Temps'de başkalarının zihnini okuma yeteneği olan garson Sookie Stackhouse'un çevresinde gelişen olayları anlatıyor. 13 Haziran Pazar günü 3. sezonu başlayan diziye yeni sezonda, vampirler ve shape shifterların yanına kurtadamlar da katılıyor.









* Mad Men: En iyi drama dalında iki kez Emy ödüllü dizi 25 Haziran günü 4. sezonu ile ekranlara dönüyor. Yeni sezonla ilgili henüz çok belirli bir bilgi verilmemesine rağmen Jared Harris tarafından canlandırılan Lane Pryce yeni sezonun devamlı oyuncu kadrosunda yer alıyor.






* The Good Guys: Tecrübeli eski bir polisle, modern bir detektif olan ortağının suçla savaşını anlatan yeni aksiyon-komedi dizisinde başrolleri Bradley Whitford ve Colin Hanks paylaşıyor. 1970'lerde ortağı Frank Savage ile Dallas'ın en iyi dedetektifi olan Dan Stark (Bradley Whitford), valinin oğlunu kurtardıktan sonra Amerikan Kahramanı ilan edilirler. 30 yıl sonra vaktinin çoğunu içki içerek geçiren ve eski günleri yad eden yıpranmış bir polis haline gelmiştir. Yeni ortağı Jack Bailey (Colin Hanks) ise kitaba uygun hareket eden hırslı bir polistir. İş konusunda sürekli kendini baltalayan Bailey'ye verilen ortaklarını sürekli kaçıran Dan'e "bakıcılık" yapma görevi verilir.






Kısa Kısa



* 2008 yılında "Tropic Thunder" ile seyirciyle tanışan ve Tom Cruise tarafından canlandırılan Les Grossman kendi filmine kavuşuyor. Paramount Pictures ve MTV Film Mega-Prodüktör Les Grossman'la ilgili bir film projesine başlayacaklarını duyurdular.


* Tony Gilroy Bourne serisine geri dönüyor. the Bourne Identity, the Bourne Supremacy ve the Bourne Ultimatum filmlerinin de senaryosunu yazmış olan Gilroy serinin 4. filmi olan the Bourne Legacy'nin senaryosunu da yazacak. Yönetmen Paul Greengrass'ın projede yer almaması durumunda filmde oynamayacağını belirten Matt Damon'ın durumu ise halen belirsiz.


* "Fangland" in yönetmeni John Carpenter. John Marks'ın 2008 tarihli romanından uyarlanan filmde başrolü Oscar ödüllü Hilary Swank oynuyor. Kitapta, popüler tv programı "The Hour" da çalışan Evangeline HArper (Hilary Swank) bir görev için Transilvanya'ya gönderiliyor. Ancak New York ofisine gelen esrarengiz e-mailler, tabutlar, Torgu isimli garip bir adamla yanında hikaye dışında başka şeyler de getiriyor.


* Steve Zahn, Peter Dinklage ve Ryan Kwanten (True Blood) "Knights of Badassdom" filminin kadrosuna katıldılar. Wrong Turn 2 filminin yönetmeni Joe Lynch'in yöneteceği film bir korku-komedi. Filmde yanlışlıkla cehennemden bir şeytan çağıran LARP oyuncularının olayları düzeltmek için girdikleri macera anlatılıyor.

Voltran, Voltran,Voltran


Thundercats'den sonra 80'lerin bir başka kült dizisi televizyon ekranlarına geri dönüyor. Voltron: Defender of the Universe, yeni animasyon dizisiyle Nicktoons'da gösterime girmeye hazırlanıyor. Birkaç senedir süren film hazırlıklarında ilerleme kaydedilememesi sonucu Voltran yeni versiyonuyla tv ekranlarında tekrar boy gösterecek. Yeni seri "Voltron Force" olarak yayınlanacak. Voltron Force beş uzay kaşifi tarafından kontrol edilen robot aslanların birleşerek oluşturduğu Voltran'ın maceralarını içeriyor. Eski seriye sadık kalınacağı söylenen dizide orjinal kahramanların yanında savaşan yeni karakterler de olacak.

Yeni dizinin Voltran'ın 25 yıldönümü olan 2011 yılında yayına girmesi planlanıyor. Voltron Force 1998 yılında yayınlanan "Voltron : The Third Dimension" dan sonra yayınlanan ilk voltran animasyon dizisi olacak. Diziyle beraber yeni jenerasyona Voltran'ı tanıtmak için oyuncak serisi de satışa çıkacak.

We are all Lost


Malesef Lost sona erdi. Kimileri için "ehhhh", kimileri için "rezalet" olan finalden sonra çoğumuz hala soru işaretleriyle baş başa kaldık ve malesef bu sefer bizi bir başka şubat ayı beklemiyor. Açıkçası ben finalden nefret edenlerden değilim. Sonuçta senaristler hiçbir zaman her sorunun cevabını vereceklerini de iddia etmediler. Zaten 3. sezondan sonra gizemler, sırlar yaratmaktan vazgeçip adada yaşayan insanlar ve ilişkileri üzerine yoğunlaşmaya başlamışlardı. İyimser olarak bakarsak 6. sezonu güzel topladılar diyebilirim. Pazartesi sabahından beri dizinin açıkta bıraktığı konularla ilgili çeşitli yazılar yazıldı. Ben de bu sorulardan ve olası cevaplardan bazılarını paylaşmak istedim.

* Adadaki ışık kaynağı nedir? Bu kaynak öldükten sonra insanların sevdikleri ile tekrar beraber oldukları (cennet, nirvana vb)yer.
* Dharma'nın işlevi nedir? Dharma da bu kaynağı araştırmak için adaya geliyor, ancak Dharmacılar bilim adamı oldukları için adanın özelliklerini anlayamıyorlar (men of science/men of faith)
*6. sezondaki "Alternatif Hayat" neresiydi ? Alternatif Hayat karakterlerin hayatlarında yaşadıkları en büyük pişmanlıklar ve sorunlarla yüzleşip, arkada bırakmaya çalıştıkları yerdi. (Ben'in kızı Alex'in ölümüne neden olması, Locke'ın babası ile yaşadığı sakat bırakma sorunu, Jin ve Sun'ın bebeklerini geride bırakıp iyi olup olmadığını bilmemeleri, Hurley'nin kazandığı paranın kötü şansa yol açtığını düşünmesi, Jack'in babasının kendisiyle gurur duymadığını düşünmesi vb)
*Jack'in oğlu David gerçek miydi? Malesef değildi. 6. sezondaki ada dışı hayatlarında karekterler hayatlarındaki en büyük pişmanlıkları ile karşı karşıya gelip bununla yüzleştikten sonra bir sonraki adıma (ışığa) geçebildiler. Jack'inen büyük sorunu ise babası tarafından hiçbir zaman takdir edilmemiş olması ve babasının onu yetersiz gördüğü düşüncesiydi. Jack ise bu sorunun üzerinden kendi oğluna iyi bir baba olarak ve gurur duyarak geliyor. Yani "David" Jack'in devam etmesine yardımcı oluyor.
*Dizinin sonunda adadan uçakla kurtulanlar neden kilisedeydi? Jack'in babası bulundukları yerde belirli bir zaman olmadığını söyledi. Yani Kate, Sawyer, Miles,Claire ve Lapidus gerçekten adadan kurtuldular ve hayatlarına geri döndüler. Onlar da daha ilerideki bir zamanda öldükten sonra "Alternatif Hayata" geldiler. Bu sebeple Kate Jack'e çok uzun zamandır görmediğini ve özlediğini söyledi.
Son olarak benim de 6. sezondaki ada dışı hayatları ile ilgili düşüncem, ilk bölümden beri izlediklerimiz Jack'in ölmesinden sonra başladı. Yani insanların uzun süreli geçmişleri yoktu. Örneğin Juliet ve Jack'in bu hayatta evli geçirdikleri yıllar olmadı.
Sonuç olara iyisiyle kötüsüyle bir efsane sona erdi ve ardında yüzlerce soru bıraktı...

Robin Hood Begins


2010'da yeni bir Robin Hood filminin vizyona gireceğini duyduğumda,Prince of Thieves'i (show tv sağolsun) en az 50 kere seyretmiş biri olarak "Ne gerek vardı" yorumunu yapmıştım. Ancak Ridley Scott tarafından yönetilen ve başrolünü Russel Crow'un oynadığı filmi izleyince bu yeni Robin Hood'u diğerlerinden daha çok sevdim. Yeni Robin Hood dememin belli bir sebebi var çünkü hikaye daha önce anlatılan Robin hikayelerinden çok farklı. Filme Haçlı seferinden dönmekte olan İngiliz ordusunda sıradan bir okçu (gerçek okçu) olarak başlayan Robin Longstride sonunda bir kanun kaçağı olan Robin of Loxley'e dönüşüyor. İşte biz de filmde bu dönüşüm hikayesini izliyoruz. Filmin oyuncu kadrosu da oldukça etkileyici. Max Von Sydow ve Cate Blanchet Loxley'in babası ve karısı rolünde uyumlu bir dinamiğe sahipler. Robin'in adamlarını canlandıran Kevin Durand, Scott Grimes ve Mark Addy'de adları üzerinde (Mery Men)oldukça eğlenceli bir grup olmuş. Russel Crow ise .... Russel Crow, söylenebilecek fazla bir şey yok.
Herkesin bildiğinden farklı hikayesine rağmen bir filmin başarılı olması için gerekli tüm unsurlar bu filmde yer alıyor; yetenekli bir aktör, başarılı bir yönetmen ve iyi bir senaryo.

Iron Man

Aylardır hevesle beklediğim Iron Man'in ikinci filmi malesef Türkiye'de 30 Nisan yerine 7 Mayıs'ta gösterime giriyor. Herhalde insanların Anneler gününü Iron Man izleyerek kutlayacağı düşünülerek gösterim 1 hafta sonraya ertelendi. 2008 yılında Robert Downey Jr hayranları dışında fazla beklenti yaratmayan film, Indiana Jones ve Prince Caspian'ın yarattığı hayal kırıklığı karşısında 2008 yazını kurtaran film oldu. Bu büyük başarı ile birlikte devam filmi üzerindeki baskı da artmış oldu. Ben amcanın dediği gibi "Büyük güç yanında büyük sorumluluk da getirir". Filmin yönetmeni John Favreau verdiği ropörtajlarda ikinci filmin başarısnın diğer Marvel uyarlaması filmlerin geleceğini de etkileyeceğini belirtiyor. Örneğin ilk filmin sonunda konuk oyuncu olarak gözüken Nick Fury sayesinde Samual L. Jackson 9 filmlik bir anlaşma imzaladı. Marvel dünyasındaki geçen sıradaki filmler ise Thor, Captain America, The Avengers, S.H.I.E.L.D ve Nick Fury. Tekrar Iron Man'e dönersek ikinci film ilk filmdeki olaylardan 6 ay sonra başlıyor. Tony Stark ortaya çıkan "Iron Man" kimliğini yaşadığı "playboy" hayatına adapte etmeye çalışıyor. Scarlett Johansson ise Stark'ın yeni asistanı Natasha Romanoff, a.k.a Black Widow, olatrak filmde yer alıyor. Johansson rolünde inandırıcı olabilmek için 2 ay boyunca sıkı bir dövüş sanatları eğitiminden geçmiş ve tehlikeli sahnelerin bir çoğunda da dublör kullanmamış. Karşımıza çıkacak bir diğer isim ise "Whiplash" rolündeki Mickey Rourke. Büyük bütçeli filmlerde oynamayı sevmeyen Mickey Rourke'u ikna etmek için John Favreu ve Robert Downey Jr 2008 ödül sezonu sırasında oldukça çaba harcamışlar. Rourke ise bu çabaları karşılıksız bırakmayarak rolüne hazırlanmak için Rusya da bir hapishaneyi ziyaret etmiş.

Kısa Kısa


* Warner Bros "Kırmızı Başlıklı Kız"ı farklı bir yorumla çekiyor. Ortaçağda geçen filmde, köyü bir kurtadam saldırısına uğrayan kadını Amanda Seyfried oynuyor. Twilight'ın yönetmeni Catherine Hardwicke tarafından çekilecek olan filmde diğer başrol oyuncusu ise Shiloh Fernandez.

*Summit Entertainment John Gray'in dünyaca ünlü best-seller'ı "Erkekler Mars'tan, Kadınlar Venüs'ten" kitabının televizyon ve sinema haklarını satın aldı.

*1800'lerin ortasında uzaylılar tarafından saldırıya uğrayan Arizona halkının anlatıldığı "Cowboys & Aliens" adlı çizgi roman uyarlaması filmin kadrosuna son katılan isim bu yaz "The Last Airbender" da izleyeceğimiz Noah Ringer oldu. Robert Downey Jr'ın yerine gelen Daniel Craig'in yanında Harrison Ford ve Olivia Wilde'da filmde yer alan isimler arasında.

*Bu yaz çekimine başlanacak yeni filmlerden bazıları;
Scream , Real Steel (Hugh Jackman), Salvation Boulevard (Pierce Brosnan), Vamps (Sigourney Weaver).

*Bu yaz gösterime girecek olan ve başrollerini Tom Cruise ve Cameron Diaz'ın paylaştığı "Knight and Day" filminin uluslarası fragmanı yayınlandı.

Coming Soon


The Losers sinemalarda bu yaz gösterime girecek yeni çizgi roman uyarlamalarının sonuncusu. Ancak diğer uyarlamalardan farklı olarak bu filmde süper güçler ve süper kahramanlar yok. Yönetmen Sylvain White'a göre film bir grup "sıradan" insanın hikayesini anlatıyor. Ancak kadroya baktığımızda oyuncuların o kadar da "sıradan" olmadığını görebiliyoruz; Jeffrey Dean Morgan (a.k.a. Denny Duquette, a.k.a. John Winchester), Idris Elba, Chris Evans (a.k.a Captain America) ve Zoey Saldana.

Bolivya ormanlarına yok etme misyonu ile gönderilmiş Amerikan Özel Kuvvetlerine bağlı elit bir grup, Max adıyla bilinen güçlü bir düşmanın desteğiyle kendilerini ihanete uğramış bulurlar. Öldükleri zannedilen grup gizemli ajan Aisha'nın da yardımıyla kendilerine ihanet edenlerden intikamlarını almak için bir plan hazırlarlar. Böylece dünyayı yüksek teknoloji araçlarını kullanarak global bir savaşa sürüklemek isteyen Max'e de engel olabileceklerdir.

Çizgi romanı bilmeyenler için ise (benim gibi) grup üyeleri ile ilgili kısa bilgiler;
Jensen (Chris Evans) : Takımın teknolojisi uzmanı. John Lennon gözlükleri takan espirili bir "inek" . Kadınlarla arasının çok iyi olduğunu sanıyor (ama değil)
Cougar (Oscar Jaenada): Nadiren konuşan Meksikalı bir silahşör. Sözlere fazla ihtiyacı olmuyor onun yerine genellikle silahlarını kullanıyor.
Pooch (Colombus Short) : Takımın şoför/pilotu ve aynı zamanda vicdanı. Çizgi romanda daha yaşlı olmasına rağmen filmde daha genç yaşta.
Rogue (Idris Elba) : Takımın ikinci lideri. Oyunu kuralına göre oynayan bir görev adamı.
Aisha (Zoey Saldana) : İhanete uğrayan The Losers'a yardım eden gizemli bir CIA ajanı. Ancak yardım etmekteki amacı çok açık değil.
Clay (Jeffrey Dean Morgan): The Losers'ın uzun zamandır lideri.



The Losers: Trailer - Watch more Movie Trailers

Release the Kraken!

Bu haftanın benim için olmazsa olmaz filmi "Clash of the Titans" . Orjinali 1981'de çekilmiş olan filmde ,eğer eski versiyonunu hatırlıyorsanız farkı göreceksiniz, teknolojinin bütün nimetlerinden faydalanılmış. Orjinal filmdeki yaratıkların tasarımcısı Ray Harryhausen yaşı itibariyle (89) yeni filmde yer almayı kabul etmese de filme danışman olarak katkıda bulunmuş. Yönetmen Louis Leterrier filmde önemli rolleri olduğunu düşündüğü yaratıkları adeta baştan yaratmış. Fragmanlarda ismi ön planda olan "Kraken" Karayip Korsanlarındaki bol dokungaçlı versiyonundan oldukça farklı. Üst bedeni insanımsı bir yapıya sahip olan Kraken aynı zamanda yüzyıllardır su altında yaşayan bir yaratığın görünümüne de sahip. Filmin görsel efekt yönetmeni Nick Davis de suyun içinden yükselerek kayalıkların üzerindeki şehre saldıran 90 metrelik yaratığın bilgisayar animasyonunda gelinen sınırları zorladığını belirtmiş. Orjinal versiyonda Kuğu gibi kanatlara sahip beyaz Pegasus ise filmde siyah olarak karşımıza çıkıyor. Medusa ise tamamen CG kullanılarak yapılmış fakat görünüşü için Rus model Natalia Vodianova ile çalışılmış. Medusa'nın modelden esinlenerek yaratılan yüzü düşmanlarını taşa çevirirken şeytani bir hale geliyor. Bu filmde ilk defa karşımıza çıkan yaratıklar ise Harpy ve Djinn. Harpy'ler de CG ile yaratılmış ve Pan'ın Labirentindeki yaratıkları andırıyorlar. Çöldeki Scorpioks'la yapılan dövüşte ortaya çıkan Djinn için ise söyleyebileceğim tek şey var; mini bir Optimus Prime. İlk versiyonda yer alan sinir bozucu altın renkli robot baykuş ise minik bir rolde gözüküyor. Sanırım sinemada orjinal versiyonu izleyen bir ben vardım, çünkü baykuşa ve gördüğü muameleye gülen bir tek ben oldum. Filmin baş kahramanı Perseus Kraken'ı öldürebilmek için yaptığı yolculuk sırasında babası Zeus tarafından epey yardım görüyor. Öyle ki yeni Perseus'un ışın kılıcı bile var. Evet yanlış okumadınız, bildiğiniz ışın kılıcı. Perseus'u canlandıran Sam Worthington yine karizmatik bir giriş yapmayı başarmış. Avatar'daki Toruk'un yerini bu filmde siyah renkli uçan at Pegasus alıyor. Hiç sıkılmadan 2 saatinizi geçireceğiniz bu filmin 3-D versiyonu da mevcut ancak bana göre normal versiyonu da rahatlıkla izlenebilir. Görsel anlamda 3 boyutlu olmasının çok bir katkısı olmamış.

İyi Seyirler

Kısa Kısa


*Robert Rodriguez'in yönetmenliğini yaptığı ve başrolünde Adrian Brody'nin oynadığı "Predators" filmine ait son fragman yayınlandı.



*New Orleans'da çekimleri devam eden yeni çizgi roman uyarlaması "Green Lantern"'ın kadrosuna katılan son isim Angela Basset oldu. Basset devlet ajanı olan Dr Amanda Waller'ı canlandıracak. Filmde yer alan diğer isimler arasında ise Ryan Reynolds,Blake Lively, Peter Sarsgaard ve Tim Robbins var.

*Aylardır yılan hikayesine dönen "Captain America" için başrol oyuncu seçimleri nihayet sonuçlandı ve Chris Evans'ın Steve Rogers'ı oynayacağı kesinleşti. 3 film olarak planlanan "Captain America" serisinin ilk filmi Temmuz 2011'de gösterime girecek.

*Nisan ayında çekimlerine başlanacak olan "War Of the Gods" ın kadrosuna Kellen Lutz'da katıldı. Theseus (Henry Cavill)'un Titanları ortadan kaldırmak isteyen Tanrılara yardım etmek için adamları ile savaşa girdiği filmde Lutz deniz tanrısı Posedion'u canlandıracak.

Don't stop believin', hold on to the feeling...


Malesef bir haftadır bu şarkıya feci halde takılmış durumdayım. Sebebi ise geçen haftasonu 13 bölümünü birden izlediğim "Glee". Eşimin bir pazar sabahı High School Musical 3 seyrediyorum diye suratında bir dehşet ifadesiyle yapmış olduğu "Yazıklar olsun sana" yorumuna rağmen itiraf ediyorum; evet ben müzikalleri lisede geçiyor olsa bile seviyorum. Geçen senki Oscarlar'da Hugh Jackman'ın da belirttiği gibi müzikal gösterimler geri dönmüş gibi gözüküyor. En azından oldukça popüler olan dans ve şarkı yarışmalarıyla ve dizilerin müzikal bölümleri bunun göstergesi. Glee'ye gelirsek; ilk olarak film olarak düşünülen bu proje Nip/Tuck'ın da yaratıcısı ve prodükteri olan Ryan Murphy'nin eline geçince bir televizyon dizi haline getiriliyor. Üniversite sırasında kendisinin de bir koro mensubu olması bu kararda etkili oluyor şüphesiz) Dizi Ohio'daki hayali William McKinley Lisesindeki "New Directions" adındaki koro kulübü üzerine odaklanıyor. Glee için post-modern bir müzikal diyebiliriz çünkü gerçek olaylardan kopmuyor. Oyuncuların çoğu ise tiyatro kökenli ve tiyatro tecrübesi olmayanlar ise dans ve şarkı söyleyebilime yeteneklerine göre seçilmiş. Eleştirmenler tarafından da oldukça beğenilen dizi 2010'da En İyi Komedi-Müzikal Dizisi dalında Altın Küre ödülünü aldı. Bunun dışında En İyi Aktris (Lea Michele), En İyi Aktör (Matthew Morrison) ve En iyi Yardımcı Aktris (Jane Lynch) dallarında da adaylık aldı. Glee yayında olan suç, bilim-kurgu ve avukat dizilerinden farklı bir tad bulacağınız son derece eğlenceli bir dizi.


GLEE Extended_Trailer
Yükleyen buzzmygeek. - TV dizilerini ve programlarını online izleyin.

The Mentalist


Kim derdi ki "The Guardian"ın mahkeme suratlı avukatı Nick Fallin karşımıza yüzünden gülümsemesi eksik olmayan bir "medyum" olarak çıkacak. Simon Baker'ın başrolünde oynadığı "The Mentalist" onlarca CSI ve dedektif dizilerinin arasından sıyrılarak 2008'in flash dizisi olmayı başardı. The Mentalist'de Patrick Jane (Simon Baker) California Bureau of Investigation'a serbest danışmanlık yapıyor. Yasal olarak bir kanun görevlisi olmasa da eskiden başarılı bir psişik medyum olmasını sağlayan bilgi ve yeteneklerini kullanarak CBI ajanlarına çeşitli cinayetleri çözmede yardımcı oluyor. CBI'a yardım etmekteki amacı ise karısı ve kızını öldüren katilin yakalanmasını sağlamak.
CBI'a katılmadan önce Jane'nin hayatı "medyum"luğu sonucu elde ettiği şöhretin keyfini sürmekle geçiyor. Çıktığı bir televizyon programında yetenekleriyle polisin "Red John" adındaki bir seri katilin profilini çıkarmasına yardım ettiğini açıklıyor. Bu açıklamayla kızdırdığı Red John intikam amacıyla Jane'in karısını ve kızını öldürüyor. Bu nedenle Jane medyumluk işini bırakarak hayatının tek amacı haline gelen Red John'un adalete teslim edilmesi için CBI'a içinde Red John'un da dahil olduğu çeşitli suçları çözmek için yardım etmeye başlıyor.
Diğer suç dizilerinin aksine çok daha neşeli bir dizi The Mentalist. Jane hemen hemen her bölümde "medyum diye bir şey yoktur" diyerek kendi becerilerini sahtekarlık olarak nitelendirse de, hipnoz, güçlü gözlem yeteneği , insan davranışı ve psikolojisi ile ilgili güçlü sezgilere sahip olması gibi konularda gerçek yeteneklere sahip.Bu yetenekleri olayları çözmede işe yarasa da kullandığı tuhaf teknikler genellikle takım arkadaşlarıyla Jane'i karşı karşıya bırakabiliyor. Ancak bu yöntemler her defasında da suçlunun kendini açık etmesinde başarılı oluyor.
Çoğu zaman daha suç mahalindeki gözlemlerden veya konuştukları tanıklardan olayı çözmüş olan Jane'nin CBI ekibini eğlenceli bir şekilde sonuca doğru yönlendirmesini izlemek oldukça keyifli oluyor.