Karne Notları

Televizyon sezonunun en sevmediğim 2. dönemine girdiğimiz (en sevmediğim dönem dizi sezon finallerinin yayınlandığı Mayıs ayıdır) şu günlerde, 2010-2011 sonbahar sezonunun yarıyıl karne notlarının da açıklanma zamanı geldi. İşte iyisi ve kötüsüyle dizi notlarım...

The Good Wife ***
2000’lerin başında televizyonu saran “avukat” dizileri furyasından sonra uzun süre bu tarz dizilerden uzak kalmıştım. İlk sezonunu yazın verilen tekrarlarından izlediğim The Good Wife, 2. sezonunda listemde kalmayı başardı. Alicia Florrick, ismi politik skandala karışıp hapse düşen savcı kocasına destek çıkan “eş” durumundan çıkarken hala kocası Peter ve patronu Will arasında git geller yaşamaya devam ediyor. Her ne kadar Alicia, dizinin ana karakteri olsa da senaristler ikinci sezonda yan karakterlerin; Peter ve Alicia’nın çocukları, avukatlık bürosunda araştırmacı olarak çalışan Kalinda, avukatlık şirketinin ortağı Diana ve Peter’ın danışmanı Eli Gold; hikayelerini de derinleştirerek diziyi ilgi çeker halde tutmayı başarıyorlar.

The Walking Dead ****
Robert Kirkman’ın aynı isimli çizgi romanından uyarlanan bu dizi tv formatına oldukça uymuş gözüküyor. İyi bir senaryo, başarılı zombie efektleri ve yetenekli oyuncu kadrosuyla The Walking Dead sadece korku değil aynı zamanda kıyamet sonrası bir dünyada yaşamlarını sürdürmeye çalışan bir grup insan hakkında sizi koltuklarınızın ucunda oturtan bir drama. Dizinin büyük bölümününde karısı ve eşi ile tekrar biraraya gelmeye çalışan Şerif yardımcısı Rick Grimes için bu senenin Jack Shephard’ı diyebiliriz. Dizi ile ilgili yapılabilecek en büyük eleştiri ise ilk sezonun sadece 6 bölümden oluşması. Dizinin bu seneki kalitesini koruyup koruyamayacağını ise ancak 13 bölümden oluşan 2. sezonun 2011 Ekiminde yayınlanması ile öğrenebileceğiz.


Glee **
İlk sezonu ile büyük ses getiren ve ilgi çeken Glee, malesef 2. sezonunda beklentileri (en azından benimkileri) karşılayamadı. Bir bütünlük içeren ilk sezondaki bölümler bu sene yerini Madonna, Lady Gaga ve Rocky Horror Show’a özel düzenlenen birbiriyle bağlantısız bölümlere bıraktı. Britney Spears ve Gwyneth Paltrow’un konuk olarak katıldığı bölümler yüksek reyting almış olsa da artık Gleek’ler için Bölge Seçmelerine katılmak eski heyecanını yitirmiş gibi gözüküyor.

Modern Family ***
Arrested Development sevenlerin gerçekten kaçırmaması gereken bir dizi. Aldığı Emmy adaylıkları ve artan reytingleri de dizinin başarısını ortaya koyuyor. Yazarların dizinin komedi seviyesinde rolü büyük olsa da özellikle dizi oyuncularından Ty Burrell, Ed O’Neill ve Sofia Vergara kendi diyologlarını daha da komik hale getirmeyi başarıyorlar.

The Vampire Diaries ****
İtiraf etmeliyim ki TVD sadece vakit geçirmek için seyretmeye başlayıp, bağımlısı olduğum ikinci dizi oldu. (İlki Asmalı Konak’tı). Kitaptan uyarlanan dizi ve filmlerin genelde orjinal halini beğenen biri olarak, diziyi izlemeden önce kitaplarına da bir göz atmıştım. Ve yine ikinci kez bir diziyi kitabından başarılı buldum(bkz True Blood).Vampire Diaries sadece soluk tenli vampirler ve onların aşık oldukları insanlardan oluşmuyor. Romantik hikayesinin yanısıra devamlılık hatası olmayan bir senaryoya, başarılı çizilen karakterlere ve iyi oyunculuklara sahip. Özellikle 2. sezonda hem Elena hem de kötü vampir Katherine’i canlandıran Nina Dobrev o kadar başarılı bir oyunculuk sergiliyor ki, bu karakterleri aynı kişinin oynadığını unutuyorsunuz.

Fringe ***
X-Files ve Millenium kategorisine koyarak izlediğim Fringe 3. sezonuyla da evin en sevilen dizilerinden biri olmaya devam ediyor. Haftanın olağan dışı olayı ile başlayan ilk sezonu kimlikve fedekarlık ile ilgili sorularıyla hikayeyi geliştirdi.İkinci sezonda ise Walter’ın oğlunu kurtarma çabalarının nasıl iki dünya arasında savaşa sebep olduğunu izledik. Yeni sezonda ise daha önce kısa bakışlar attığımız alternatif dünyayı yakından görme fırsatını yakaladık. Alternatif dünyadaki karakterlerleri de canlandıran oyuncular da 3. sezonun başarısında büyük katkıya sahipler. Özellikle en sevdiğimiz karakter olan, çikolatalı süt üretmek için labratuarında beslediği ineği çikolata ile besleyen Walter karakterini alternatif dünyadaki soğuk, duyarsız ve gerçek dünyadan intikam almak için savaş açmış Savunma Bakanı Walternate olarak canlandıran John Noble bu sene dizinin en başarılı oyuncusu.

Boardwalk Empire ****
Martin Scorsese’nin prodüktörlüğünü üstlendiği Boardwalk Empire sezonun en beklenilen dizilerinden biriydi ve beklentileri boşa çıkarmadı. Atlantic City’de içki yasağı dönemindeki olayları anlatan dizi oldukça başarılı oyuncu kadrosuna sahip. Dizinin karakterleri belirsiz ve kaçınılmaz bir şekilde sürekli yolları kesişen ve dürüstlük ve yolsuzluk ikileminde kalan katiller, politikacılar, göçmenler ve kanun adamlarından oluşuyor.

Supernatural **
Üzülerek de olsa en sevdiğim diziye son sezonunda 2 yıldız vermek zorunda kaldım. 5 sezon olarak planlanan dizi, geçen sene planlanan sonuna (bir bakıma) ulaştı. Ancak 5 sezonun yetmediği ve 50 sezon olsa yine izleriz diyen (benim gibi) milyonlarca SPN hayranı sayesinde hiç beklenmeyen 6. sezona uzadı. 6. sezon için yapılan açıklamalar dizinin ilk sezonunun yapısına ve “family business”a geri dönüleceği şeklindeydi. Yayınlanan 11 bölüm sonunda izleyicilerin kafası karışmış durumda. Bölüm içinde yaşanan ancak hiçbir yere bağlanmayan olaylar ve karakter dışı davranışlar hayal kırıklığı yaratıyor. Son iki sezonu Sam-Dean arasındaki gerilimle geçiren bizler malesef bu sezon da özlediğimiz abi-kardeş ilişkisine kavuşamadık.Dizinin geri kalanı için en iyimser tahminim ise dağınık olarak ilerleyen konu ve karakterlerdeki uyumsuzlukların hiç beklemediğimiz bir sonuca ulaşacak olması ve bilinçli olarak yapılması.

0 Response to "Karne Notları"

Yorum Gönder